Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

şimşek çakmak

  • 1 şimşek çakmak

    арыш камчылау

    Türkçe-Tatarca sözlük > şimşek çakmak

  • 2 şimşek çakmak

    v. lighten

    Turkish-English dictionary > şimşek çakmak

  • 3 şimşek çakmak

    birûsk vedan

    Türk-Kürt Sözlük > şimşek çakmak

  • 4 şimşek çakmak

    (lightning) to flash

    İngilizce Sözlük Türkçe > şimşek çakmak

  • 5 şimşek

    şimşek <- ği> s
    Blitz m
    \şimşek çakmak blitzen
    \şimşek gibi ( fig) o ( fam) wie ein geölter Blitz, blitzartig
    \şimşek hızıyla blitzschnell
    beyninde \şimşekler çakmak ( fig) o ( fam) wie vom Blitz getroffen sein

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > şimşek

  • 6 çakmak

    çakmak <- ğı> s
    1. 1) Feuerzeug nt
    2) hist ( tüfeklerde tetik düzeni) Feuersteinschloss nt
    2. <- ar>
    I vt
    1) ( çivi) klopfen (-e in), (ein) schlagen (-e in)
    duvara çivi \çakmak einen Nagel in die Wand klopfen [o (ein) schlagen]
    2) ( çivi ile tutturmak) annageln
    3) ( şahmerdanla) rammen (-e in)
    4) ( fam) ( anlamak) kapieren, raffen, schnallen
    en sonunda işi çaktı endlich hat er es gerafft
    5) ( sürtmek) reiben; ( vurmak) schlagen, hauen
    birinin suratına tokadı \çakmak ( fig) o ( fam) jdm eine kleben
    6) selam \çakmak salutieren
    7) (sl) ( kurnazlıkla kabul ettirmek) unterjubeln
    kalp parayı birisine \çakmak jdm das Falschgeld unterjubeln
    II vi
    1) (sl) ( bilmek) Ahnung haben (- den von), können (- den)
    2) ( parıldamak) aufblitzen, aufleuchten
    şimşek \çakmak blitzen
    3) schule, univ ( fam) ( kalmak) durchfallen
    sınıfta \çakmak sitzen bleiben
    tarihten çaktı er ist in Geschichte durchgefallen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > çakmak

  • 7 çakmak

    I (-ğı)
    1) огни́во; креме́нь
    2) зажига́лка
    3) запа́л

    top çakmakı — фити́ль (у пушки)

    çakmak çakmak olmak — воспаля́ться, красне́ть (о глазах)

    II (-ğı)
    угрева́я сыпь (кожная болезнь, чаще на лице)
    III (çakar)
    1) В, Д вкола́чивать, закола́чивать, забива́ть

    çivi çakmak — вбива́ть гво́зди

    2) В, Д прибива́ть, закрепля́ть что чем

    halıyı duvara çakmak — прибива́ть ковёр к стене́

    3) В, Д привя́зывать кого- что к чему, где

    keçiyi çayıra çakmak — привяза́ть козу́ на лугу́

    4) В высека́ть (огонь, искру); зажига́ть (спичку)

    çakmağı çakmak — заже́чь зажига́лку

    kibrit(i) çakmak — зажига́ть спи́чку

    5) М, Исх., разг. сре́заться, провали́ться (на экзаменах)

    imtihanda çakmak — провали́ться на экза́мене

    diş çakmak — куса́ть

    göz işareti çakmak — пода́ть знак глаза́ми, мигну́ть

    selâm çakmak — отда́ть честь

    şimşek çakmak — а) сверкну́ть, уда́рить (о молнии); б) В уби́ть мо́лнией

    Büyük Türk-Rus Sözlük > çakmak

  • 8 şimşek

    озвонч. -ği
    мо́лния

    şimşek çakmak — сверкну́ть / блесну́ть - о мо́лнии

    üst üste birkaç şimşek çaktı — друг за дру́гом блесну́ло не́сколько мо́лний; б) я́рко блесте́ть, сверка́ть ( о глазах)

    bazan kara gözlerinde şimşekler çakıyordu — иногда́ в её чёрных глаза́х сверка́ли мо́лнии

    ••
    - şimşekleri üstüne çekmek

    Türkçe-rusça sözlük > şimşek

  • 9 şimşek

    "flash, streak, bolt, or stroke of lightning; lightning. - çakmak for lightning to flash. - gibi like lightning, with lightning speed. -leri üstüne çekmek to attract vehement criticism, become the object of someone´s critical thunderbolts."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > şimşek

  • 10 αστράφτω

    şimşek çakmak

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > αστράφτω

  • 11 გაელვება

    f.
    şimşek çakmak
    i.
    şimşek çakması

    Georgian-Turkish dictionary > გაელვება

  • 12 blitzen

    vi
    1) ( strahlen) parlamak, parıldamak, pırıldamak
    2) ( beim Gewitter) şimşek çakmak;
    es blitzt und donnert şimşek çakıyor ve gök gürlüyor

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > blitzen

  • 13 lighten

    v. aydınlanmak, parlamak, açmak (renk), ışık saçmak, rengini açmak, şimşek çakmak, parlatmak, aydınlatmak, hafifletmek, rahatlatmak
    * * *
    hafiflet
    * * *
    see light, light II I

    English-Turkish dictionary > lighten

  • 14 арыш камчылау

    yıldırım düşmek, şimşek çakmak

    Татарча-Төрекчә сүзлек > арыш камчылау

  • 15 برق زدن

    ışıldamak; şimşek çakmak

    Farsça-Türkçe sözlük > برق زدن

  • 16 αστραποβολώ

    parlamak, şimşek çakmak

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > αστραποβολώ

  • 17 kafa

    "1. head. 2. mind, mental attitude. 3. intelligence. 4. a large marble, shoooter. - ya almak slang 1. /ı/ to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job). -sı almamak /ı/ 1. not to be able to understand. 2. to be too tired to understand. 3. not to be able to believe. -dan atmak to make up something and try to pass it off as the truth. - boşluğu cranial cavity, cavum cranii. -sı bozulmak colloq. to blow one´s top, get angry. -sı bulanmak to get confused. -yı bulmak slang to be pleasantly tipsy (from drink). -sı çalışmak to be on the ball. -yı çekmek colloq. to do some serious drinking, Brit. have a booze-up. -sından çıkarmak /ı/ to put (an idea) out of one´s head. -sına dank etmek/demek to dawn on one at last. - değiştirmek to change one´s mind; to change one´s way of thinking. - dengi 1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded. -sının dikine gitmek to go one´s own way, do as one pleases. -sı dinç olmak to feel fresh and alert. -sı dönmek 1. to be confused and perplexed. 2. to feel dizzy. -sı dumanlı 1. tipsy, tight. 2. tired and confused. -sı durmak to be too tired to think. -dan gayri müsellah colloq. nutty, not quite right in the head. -sına girmek /ın/ 1. to make good sense, seem to be right (to). 2. to comprehend, understand. - göz yarmak to be awkward and unskillful. - işçisi white-collar worker. -sı işlemek to be on the ball. -sı izinli olmak slang for one´s mind to be elsewhere; to wool-gather. - kafaya vermek to put their heads together. - kalmamak /da/ to be so worn out one can´t think. -sı karışmak (for someone) to get confused. -sını kaşıyacak vakti olmamak to be too busy to think, not to have time to turn around. -sı kazan (gibi) olmak for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sını kızdırmak /ın/ to make (someone´s) blood boil. -sı kızmak to get angry. -dan kontak colloq. cracked, nutty, touched in the head. -sına koymak /ı/ to get hold of (some idea); to take it into one´s head (to do something). -sını kullanmak to use one´s head. -sını kurcalamak /ın/ to make (one) think. - patlatmak to do a lot of hard mental work. -dan sakat colloq. cracked, nutty, touched in the head. - sallamak to rubber-stamp everything, be a yes-man. -sına sığmamak not to be able to comprehend. -sında şimşek çakmak to get a sudden inspiration. - şişirmek (for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight. -sı şişmek for one´s head to be ringing (from noise); to feel fuddled (after a lot of mental effort). -sına takılıp kalmak to stick in one´s mind, not to leave one´s mind. -sı taşa çarpmak to learn something the hard way. -sını taştan taşa çarpmak/vurmak 1. to regret bitterly a lost opportunity. 2. to feel very remorseful. - tutmak /a/ to defy; to oppose challengingly. -yı tütsülemek slang to get tight, get tipsy. - ütülemek slang to talk someone to death, talk someone´s ear off. -sına vur, ekmeğini elinden al. colloq. He is so meek you can walk all over him. -sına vura vura by force. -sına vurmak (for drink) to go to one´s head. -sını vurmak /ın/ to behead. -yı (yere) vurmak 1. to hit the sack, hit the hay. 2. to take to one´s bed, get laid up (owing to illness). - vuruşu soccer header. - yağı slang sperm, semen. -sı yerinde olmamak to wool-gather; for one´s mind to be elsewhere. -sı yerine gelmek to come back to earth; to start thinking straight again. - yormak to ponder, think hard, rack one´s brains."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > kafa

  • 18 balenare

    i şimşek çakmak.

    Dizionario Italiano-Turco > balenare

  • 19 Blitz

    Blitz <-es, -e> [blıts] m
    1) phys, meteo yıldırım; ( zwischen Wolken) şimşek;
    wie vom \Blitz getroffen ( fig) o ( fam) yıldırımla vurulmuşa dönmek, beyninde şimşekler çakmak;
    wie ein geölter \Blitz ( fig) o ( fam) şimşek [o yıldırım] gibi
    2) foto flaş

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Blitz

  • 20 flash

    adj. ani, şiddetli, havalı, şık, gösterişli
    ————————
    n. ışıltı, parlama, şimşek, yıldırım, flaş, ani ışık, an, yıldırım haber, çarpıcı çekim, cep feneri, uyuşturucu sonrası gevşeme
    ————————
    v. ışık tutmak, aydınlatmak, yakmak, atmak (bakış), böbürlenmek, parlamak, çakmak, akla gelmek, görünüp hızla kaybolmak, yıldızı parlamak
    * * *
    1. flaş 2. birden parla (v.) 3. parıltı (n.)
    * * *
    [flæʃ] 1. noun
    1) (a quick showing of a bright light: a flash of lightning.) parıltı, parlama
    2) (a moment; a very short time: He was with her in a flash.) kısa an
    3) (a flashlight.) flaş
    4) ((often newsflash) a brief news report sent by radio, television etc: Did you hear the flash about the king's death?) flaş haber
    2. verb
    1) ((of a light) to (cause to) shine quickly: He flashed a torch.) parlamak; yakıp söndürmek
    2) ((usually with by or past) to pass quickly: The days flashed by; The cars flashed past.) yıldırım gibi geçip gitmek
    3) (to show; to display: He flashed a card and was allowed to pass.) göstermek
    - flashy
    - flashily
    - flashlight

    English-Turkish dictionary > flash

См. также в других словарях:

  • şimşek çakmak — 1) şimşek oluşmak Üst üste birkaç şimşek çakıyor. A. İlhan 2) mec. aşırı parlamak Bazen kara gözlerinde şimşekler çakıyordu. R. Enis …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafasında şimşek çakmak — beyninde şimşek çakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şimşek — is., ği 1) Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak 2) mec. Parıltı Birleşik Sözler şimşek taşı Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak — 1) sert ve şiddetli darbe yüzünden göz önünde yıldızlar oluşmak 2) çok sevindiğini belli etmek Zehra yı Haşim e almayı düşünürken, oğlanın gözlerinde nasıl şimşek çakmıştı. H. E. Adıvar 3) çok kızmak, öfkelenmek Eski oyuncunun gözlerinde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaşnamak — şimşek çakmak, parlamak I, 236; III, 310, 319 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • balkımak — nsz, hlk. 1) Parlamak, parıldamak 2) Şimşek çakmak 3) Su halkalanmak, dalgalanmak 4) Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şimşeklenmek — nsz Şimşek çakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yalabımak — nsz, hlk. 1) Parıldamak, parlamak, ışıldamak 2) Şimşek çakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • LEVH — Görünen ibretli manzara. * Üzerinde yazı veya şekil çizilebilir düzlük. * Seyredilen yerin çizili sureti. * Ayet, hadis veya büyüklerin ders verici sözleri. Yazılı şey. * Şimşek çakmak. * Susamak. * Zâhir olmak. * Çalıp almak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • VEMZ (VEMİZ) — İşaret etmek. * Parlamak. şimşek çakmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»